İLETİŞİMSİZLİK CİNSEL
TATMİNSİZLİĞE NEDEN OLUYOR
Eşine
cinsel isteğini ifade edemeyen kadınlar, ‘kötü’ olarak damgalanma kaygısı taşıyor.
Uzmanlar, eşler arasında yaşanan cinsel uyumsuzluk ya da cinsel tatminsizliğin önemli nedenlerinden birinin
de partnerler arasındaki iletişim eksikliği olduğunu vurguladı. “Gerçekten bana ilgi gösterseydin,
benim neden hoşlandığımı bilirdin” mantığının yanlış olduğunu
savunan uzmanlar, istenen ya da tercih edilen ilişkinin eşler arasında konuşulmamasının, cinsel
etkinlikte tatminsizliğe yol açtığını ve bu durumun yıllarca devam ettiğini belirttiler. Uzmanlar
“Bazı hekimler tarafından ‘düşünce okunması’ olarak adlandırılan bu tarz bir
iletişim sorunu, birçok çiftin hayatlarının diğer anlarında geliştirdikleri bir alışkanlıktır.
Yaralanmaktan ya da diğer kişinin egosunu yaralamaktan korkan her birey, partnerinin ne istediğine kendisi
karar vermeye çalışır. Bu yüzden de sanmalarla yürüyen ilişkilerde, eşler hep karşı tarafın
kendisini anlamasını bekler. Sonuçta da ileşitim bozukluğu yaşanır” şeklinde konuştular.
Çözüm İçin Ne Yapılabilir? Sorunu halletmenin en iyi yolunun, beklentileri ifade edip,
karşıdaki insanların beklentilerini sormaktan geçtiğine işaret eden uzmanlar, normal yaşamda
da geçerli olan bu durumun, cinselliğin daha iyi yaşanmasında etkili olacağını belirtti. Cinsel
isteğini eşine ifade edemeyen kadınların, ‘isteğini kocasına söyleyen kadının
kötü olarak damgalanacağı’ kaygısını taşıdığını kaydeden uzmanlar,
“Bu da eşler arasındaki cinsel iletişimi bozmakta ve cinsel istek bozukluğundan tutun uyarılma
ve orgazm bozukluklarına kadar birçok durumun karşımıza çıkmasına neden olmaktadır. Çözüm
ise anlaşılmayı beklemek yerine kendinizi ifade etmeniz, karşıdakini anlamaya çalışmak
yerine sormaktan geçiyor” görüşlerinde birleştiler. |
UYUMA ŞEKLİNİZ İLİŞKİNİZİN
AYNASI
Vücut, uykudayken konuşmaya devam ediyor. Partnerinizle
yatış pozisyonunuz hem sizin iç dünyanızı, hem de ilişkinizin durumunu anlatıyor, tabii dinlemesini
bilene! Yüz yüze mi uyuyorsunuz, yoksa sırt sırta vererek mi? Salt ayaklarınız mı temas ediyor, yoksa
tüm vücudunuz mu? Ya da şöyle sorulabilir... Partnerinizle huzurlu ve güvene dayalı bir ilişki mi yaşıyorsunuz,
yoksa tereddütlü mü, ya da tutku dolu mu? Uyku pozisyonunuz ilişkinizi ve sizi anlatıyor...
Kaşık
Pozisyonu Evliliğin ilk 3-5 yılında eşlerin en samimi ve birbirlerini en güvende hissettikleri
uyuma biçiminin kaşık pozisyonu olduğu belirlenmiş. "Genellikle erkek kucaklayandır" diyor "Hoşçakal Uykusuzluk, Hoşgeldin Uyku" kitabının
yazarı psikiyatr Samuel Dunkell. Dunkell 25 yıldan beri uyku halindeki vücut dilini inceliyor. "Bu uyku şeklinde,
kadın arkada duran ve sarılan ise, ilişkide kadının daha fazla özveride bulunduğu ya da eşinin
özel ilgiye ihtiyacı olduğu sonucu çıkarılabilir" diyor uzmanlar. Kaşık şekli pek erotik
değil belki ama yine de çiftin birbirine fiziksel olarak yakın olmasını sağlıyor. Evliliğin
ilk yıllarında, çiftler bu uyuma şeklini tüm gece boyunca bozmazlar. Ta ki bir taraf arkasını dönünceye
kadar. Genellikle biri arkasını döndüğünde diğeri de dönüyor ve böylece kaşık şekli, ters
tarafa doğru korunuyor.
Omuzunda Güvendeyim Dr. Samuel Dunkell bu yatış biçimini 'krallara layık'
olarak nitelendiriyor. Kadın sırtüstü yatsa bile başını eşinin omzuna dayar ve kendini eşine
daha bağlı ve eşini tamamlar hisseder. "Dünyaya eşiyle aynı perspektiften bakan kadın, dostluğun
ve korunma hissinin daha güçlendiğini duyumsar. Çiftler bu uyuma şeklini de evliliğin ilk zamanlarında
benimser. Psikolog Shirley P. Glass, bu pozisyonda uyumanın güven duygusunun yoğunluğunu gösterdiğini
belirtiyor. Birbiriyle uyumlu, birbirini tamamlayan ve birbirine güvenen çiftlerin uyku halindeyken de vücut dilleri, ilişkinin
mükemmelliğini anlatıyor.
Aşk Zamanı İlişkinin
ilk günlerinde, aşkın dorukta olduğu zamanlarda, çiftler güvenden ziyade erotizme önem verdiklerinden, yüz yüze ve kucak kucağa uyumayı tercih ediyorlar. Bu pozisyon, iki insan arasındaki yakınlığın
dorukta olduğu bir uyku haline işaret ediyor. Ancak pek rahat bir pozisyon olduğu söylenemez. Bu nedenle, kaşık
şekli gibi, tüm gece boyunca sürdürülmesi de zordur. Bu kucaklaşma aşkın göz kamaştırıcı
başlangıcını temsil eder. Bazı çiftler evliliklerinden yıllar sonra bile bu uyuma şekline
dönebilirler. Çoğu ise hiç vazgeçmek istemez. Psikoterasipst Elizabeth Flynn Campbell bunu, çiftlerin zamanla birbirlerine
sıkı sıkı bağlandıklarını ve bu yüzden de ayrı uyumak istemedikleri şeklinde
açıklıyor.
Kriz Dönemlerinde Özellikle kritik ve özel destek gerektiren dönemlerde duygusal açıdan çok daha cömert ve sevgi
dolu bir hediye niteliği taşıyor bu uyku pozisyonu. Shirley P. Glass, bu yatış biçiminde kadının, kelimenin tam anlamıyla "kanatların altına alınmış" olduğunu
söylüyor, "ilişkiyi besleyici bir yatış şekli". 35 yaşında bir kadın göğüs kanseri
olduğu ve tedavi gördüğü dönemde eşinin kendisine bu şekilde sarılarak yattığını
ve gece boyunca duruşlarını değiştirmekle beraber uyanmaya yakın yenide aynı duruşa
döndüklerini anlatıyor. "En çok ihtiyacım olduğu dönemde beni nasıl koruduğunu ve kendimi ne kadar
güvende hissetmemi sağladığını unutmayacağım" diyor genç kadın. Tabii bu uyku duruşu
için, mutlaka bir krizin yaşanması gerekmiyor. Üstelik her zaman eşinizin sizi kollarına almasını
da beklemenize gerek yok. Stresli bir günden kurtulmanın en iyi yolu uyku öncesi sohbetler sırasında eşinizi
kollarınızın arasına almak. Hatta televizyon izlerken bile bu pozisyonun sağladığı
güvenden yararlanmanız mümkün.
Hadi Barışalım Uyuma şekilleri
ilişkideki gerilimleri de ele verir. Örneğin bir anlaşmazlıktansonra kocanız size ansızın sırtını döner ve yatağın bir ucuna
çekilir. Eğer bu duruma alınır ve onun üzerine düşerseniz buna da istemsiz olarak gerçekleşen kaşık
pozisyonu denebilir. Bazen verilmek istenen mesaj çok açık değildir. Belki de çekilen taraf ikna edilmek istiyordur.
Yani bir davet niteliği taşır çekilmesi. Ona yakınlaşmak için insiyatifi ele alacak mısınız?
Bu pozisyon, arkadan sarılan kişinin barışmak için çabaladığına işaret ediyor. | |
|
CİNSEL ENERJİNİZİ GÜÇLENDİRMEK
İÇİN
Enerji; vücudumuzun her hücresinden akan ve bizi hayatta tutan güç. İnsan vücudunda çeşitli enerji merkezleri bulunuyor.
Bu merkezlerin üstlendikleri görevler de farklı farklı. Cinsel enerjimizin de tıpkı ateş gibi olumlu
ve olumsuz yanları bulunuyor. Çinliler bu birbirine zıt kutupları Yin ve Yang şeklinde adlandırıyor.
merkezleri bulunuyor. Bu merkezlerin üstlendikleri görevler de farklı farklı.
Mesela cinsel enerjimizden kalçalar sorumlu. Yaşama arzusu, duygular ve yaratıcılık
kalçamızdan yönlendiriliyor. Bu enerji insanlarla ilişki kurmamızı sağlıyor. Dış çevremize
ve diğer insanlara ulaşan yolları bize açıyor.
Cinsel enerjimizin de tıpkı ateş gibi olumlu ve olumsuz
yanları bulunuyor. Çinliler bu birbirine zıt kutupları Yin ve Yang şeklinde adlandırıyor.
Enerjinizi başkasında aramayın! Cinsel enerji erkeğe ya da kurulan ilişkiye bağlı değil.
Yine de kadınların çoğu bu enerjiyi dışarıda arıyor ve bir ilişkiye girdiklerinde
ortaya çıkacağına inanıyor. Oysa cinsel enerji kadının içinden geliyor. Vücudunuza yaptığınız
bakımlar sırasında hangi bölgelerinizin daha hassas olduğunu öğrenebilirsiniz. Çoğumuz cinselliği
farklı algılıyor ve sınırlamalar koyuyoruz. Cinsellik sadece kadın ve erkek arasında yaşanan
bir ilişki değil. Kadınlar cinselliği tek başına da yaşayabilir.
Kendinizi tanıyın Vücudunuz üzerinde bir keşfe çıkın ve nelerden hoşlandığınızı,
hangi bölgelerinizin daha hassas olduğunu bir kez daha ortaya koyun. Kendi kendinizi tatmin ederken orgazma ulaşmanın
ne kadar harika bir duygu olduğunu bir kez daha yaşayın. Enerjinin bedeninizden, aklınızdan nasıl
aktığını ve dünyaya yayıldığını hissedin. Cinsel enerjisiyle barışık
insanların daha yaratıcı, daha karizma sahibi kişiler olduğunu bu konuda yapılan araştırmalar
açıkça ortaya koyuyor. İhtiyaçlarınızı görmezlikten gelmeyin. Cinselliği eşiniz olmadan
tek başına da yaşamayı öğrenin.
Zıtlıklar dünyası Dünya; kadın ve erkek, aydınlık ve karanlık, gürültü ve sessizlik
gibi zıtlıklar üzerine kurulu. Cinsel enerjide de bu zıtlık hüküm sürüyor. Ve bu zıtlıklar kadın
ve erkekte de kendini gösteriyor, insan doğasında Yin ile Yang adı verilen bu zıt kutuplar çekingenliği
ve girişimciliği temsil ediyor. Yang enerjisini; çalışırken, karar verirken, konuşurken hissederiz.
O sırada aklımız berrak, dikkatli ve tamamen konu üzerinde odaklanır. Yin enerjisi ise Yang'ın tam
tersidir. Her şeye açıktır, yöneten değil yönetilendir. Bu iki enerjiyi dengelediginizde hayat daha heyecanlı
ve yaşanır hale gelir.
Utanma duygusundan kurtulun Enerjinizi harekete geçirmek için ihtiyaçlarınızdan ve arzularınızdan utanmamalısınız.
Yüzyıllardır erkek egemenliğinin baskın olduğu kültürlerde yaşıyoruz. Kadınlara, kendileri
yerine erkeklerle ilgilenmeleri öğretilegelmiş. Günümüz kadınları daha cesur adımlar atmaya başladı.
Artık dünyaları erkekler üzerine kurulu değil. Kadınlar kendi içindeki sesi dinlemeyi öğrendiler.
Cinselliğin gücünü biliyor ama henüz bu gücü değerlendiremiyorlar. Günümüzde erkekler kadınları değil,
kadınlar - mankenlere benzemediklerinden - kendilerini küçük görüyor ve kendilerine gereken değeri vermiyor. Hala
erkeklerin hoşuna gitmek ve onları memnun etmek için çaba sarf eden kadınlar var. Kadınlar bir araya geldiklerinde
ve erkeklerin onları izlemediğinden emin olduklarında çok daha farklı davranıyor. Göğüslerini
büyük göstermeye, kalçalarını düzgün ve ritmik şekilde hareket ettirmeye özenmiyorlar.
Sekste bilgili olduğunuzu gösterin En fazla hangi bölgenizden uyarıldığınızı, hangi
duyu organlarının sizi etkilediğini öğrenin ve cinsel birliktelik esnasında eşinize boş
olmadığınızı, sizin birtakım şeyler bildiğinizi gösterin. Bazı kadınlar
için cinselliğe giden yol işitmekten (müzik ya da yumuşak sözler), bazıları için hissetmekten (okşanmak
ya da masaj), bazıları için görmekten (esinin derin derin gözlerinin içine bakmak), bazıları için koklamaktan
(eterik yağlar), bazıları için de tatmaktan (tendeki tuz) geçiyor. Bunu anlamak için kendinizi sevme alışkanlığı
edinin. Mumları yakın, ılık bir banyo alın, kendinizi okşayın ve kendinizi tatmin edin.
Kim olduğunuzu, neden hoşlandığınızı, neye ihtiyacınız olduğunu öğrenin.
Bay doğruyu beklemek yerine orgazm olma yeteneğinizi geliştirin. Hepsinden de önemlisi yaşadığınız
hayatı değerlendirin. Bahçenizle ilgilenin, sinemaya gidin, arkadaşlarınızla buluşun. Hayatla
bağlantılı ve yaratıcılığınızı artıran bir şeylerle ilgilenin.
Cinsel enerjinizi geliştirmek için...
- Cinsellik hakkında konuşun
Bazı kadınlar, cinsellikten zevk almak için eşine nelerden hoşlandıklarını
söylememek gerektiğini düşünüyor. Ancak onlar kadınların neleri arzuladıklarını, nelere
ihtiyaç duyduklarını siz söylemeden nasıl bilecekler ki? Erkeklere her yakıştırmayı yapabilirsiniz.
Ama unutmayın onlar kahin değiller!
- Vücudunuza özen gösterin
Vücudunuz enerjinizin enstrümanıdır. Vücudunuzu dolayısıyla enerjinizi korumanız
için yediklerinize dikkat edin, spor yapın ve sigaraya son verin.
- Engelleri tanıyın
Ağrılı cinsel ilişki, vajinal enfeksiyonlar, orgazm olmada
zorlanma, aşırı ya da az kanamalı adet dönemi çoğu genç kadının şikayetleri arasında
bulunuyor. Bu şikayetler cinselliği kadın için zorlaştırabilir. Vücudunuzun bu sinyallerini dikkate
alın ve mutlaka bir uzmana danışın.
|
|
Enter images and other content here
|